Belen

/Belen
Belen 2019-02-04T20:50:44+00:00

TARİHÇE

BELEN’İN ADI
Belen ilçesi coğrafi mekan olarak tarihi olayların yaşandığı bir geçit olması yanında ismi itibariyle de tarihi eskiye dayanmaktadır. Belen’in adı Osmanlı döneminden önce Emeviler döneminde çeşitli adlarla anılmıştır.
  Belen Tarihçe

Belen Tarihi; Belen; dünya tarihinde ilk defa Osmanlı İmparatorluğu döneminde iskana açılmıştır. Sultan Selim Han 1516 yılında Mercidabık Zaferi ve Kilis ovasında Mısır Memluklarının bozgunu öncesinde ilk defa Belen geçidini bir kurmay gözüyle inceledi. Anadolu’nun Kuzey Suriye’ye açılan en uygun geçit olduğunu tesbit etti. Amanosların ikibin metre yüksekliğinde 150 kilometre boyunca bir duvar gibi devam eden sarp coğrafyasının, yalnız Belen geçidinde 600-700 metreye kadar alçaldığı geçitin, aynı zamanda askeri açıdan,ülke güvenliği açısından stratejik önemi vardır. Padişah bölgeye en kısa zamanda bir derbend oluşturulması talimatını verdi. Ancak, ömrü vefa etmedi.

Kanuni Sultan Süleyman, babasının projesini hayata geçirdi. 1535 yılında Bağdat seferinden dönen padişah İstanbul’a doğru giderken Belen Boğazından geçmiş, buranın askeri önemini bir kere daha müşahede edip, geçide bir derbend kurulmasını emretmiş.
Aynı yıl Derbend teşkiline başlandı. Arazinin çok engebeli ve yokuş oluşu sebebiyle, Türkmen şivesince buraya Belen adı verilmiştir.
Kanuni Sultan Süleyman, Kayseri,nin Develi İlçesinden seçme Oğuzlu 65 Yörük ailesini getirerek ilk mecburi iskan devlet eliyle gerçekleştirdi. İskanla birlikte, yaşanan yüzyılların dört yıldızlı otellerin işlevini gören Kervansaray (Han) inşa edildi. Hemen karşısına cami, hamam ve aynı sırada elli adet dükkan yapıldı.
Bugün hala cami, hamam ve dükkanlar Belen halkının hizmetindeyken, tarihi kervansarayın tavanı çökmüş olup, avlusu kısmen     yaz aylarında çayhane olarak kullanılmaktadır. ( Komple tadilata girmiş olup 2005’te  hizmete girmiştir) Kanuni Sultan Süleyman’ın bugün Hatay halkına nazende bir armağan olan külliyesi bakımsız haliyle bile oryantel estetiği ve sağlamlığıyla muhteşem tarihimizin ve kültürel zenginliklerimizin bütün güzelliklerini günümüze kadar ulaştırabilmiştir.
Derbend teşkili amacıyla Belen’e getirilen halk vergiden muaf tutulmuştur. Çünkü görevleri nizami askeri takviye amacıyla korucu görevini üslenmişlerdir. Daha sonraki yıllarda, köylü ve esnaftan müslim-gayri müslim, Osmanlının sosyo-kültürel mozayiğinin Belen’e yerleşerek nüfusun artmakta olduğunu görüyoruz.
Bölgeden geçen Büyük Türk seyyahı Evliya Çelebi Belen yöresinden; Hava ve suyunun letafetinden halkın yüzü al-pençedir. Yalnız sokakları ve evleri gayetle dardır; diye not düşmüştür. Ormanlık ve engebeli olan coğrafi yapısıyla sosyal çalkantılara da değinmiştir. Hatta Sarımazı ile Soğukoluk (Güzelyayla)  arasında, bu gün çiftliklerin ve Belen Belediye mezbahasının bulunduğu boğazı kastederek…”Hele Derebahçe nam bir mevki vardır.  Neuzübillah gece-gündüz harami eksik olmaz..”demiştir.
Derbend mensubu askeri birliğin görevi; bölgede asayişi ve halkın güvenliğini sağlamaktır. Aynı şekilde sorumlu oldukları birlikte, onarım ve tamirini de yaparlardı. Dış düşmana karşı da bütün sivil halk, tüm imkanlarını seferber ederek, hem askere lojistik destek verir, hem de vurucu güç olarak sıcak harbe katılırdı.
Derbentler diğer bir ifadeyle Asker-sivil karışımı, dış düşmana karşı organize olmuş, müşterek direniş merkezleriydi. Aynı tarihlerde, bugünkü Hatay coğrafyası içinde Payas, Bakras, Muratpaşa derbendleri meşur idi. Görev bölümüyle birlikte, derbendin kendi iç bünyesinde bir hiyerarşi de vardır. Bunlar yukardan aşağı, Derbernd ağası, çavuş, derbend Katibi, Muhtar, imam ve derbendin hizmetlileriydi. Başta Hac yolunun ve sure alaylarının güvenliği olmak üzere Belen Derbendi yüzlerce yıl halka ve devlete hizmet etmiştir. Belen Derbend, 1827’de Osmanlıya başkaldıran Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşanın ordularını Gedik’te aylarca oyaladılar. Mısır’dan yola çıkan ordu    elini kolunu sallayarak Filistin-Ürdün-Suriye’yi engelsiz geçiyor, ancak Belen derbendinde duvara çarparcasına aylarca olduğu yere çakılıyor. Asi Mısır ordusu, Devlet-i ebed müddet adına ilk mukavemeti Belenlilerden görmüştür. Aylarca İstanbul’dan da herhangi bir destek takviye alamadan, geçitlere barikatlar kurarak vur-kaçlarla ve taciz atışlarıyla yılmadan çarpıştılar. Ancak bir Cuma günü ve Cuma namazı esnasında, belki Haçlıların yapabileceği bir gaddarlıkla Mısır Süvarilerinin ani baskınına uğradılar. İbadet halindeki insanlar kılıçtan geçirildi. Bu baskında Belenliler 13 bin şehit verdi. Kurtulabilenler Benlidere ve Atık koruluklarına çekildiler.
Fakat Anadolu içlerine hatta Kütahya önlerine kadar giren Mısır askerlerine, geri dönüşlerinde Toprakkale’den itibaren, Erzin Karamustafalıları, Ulaşlılar, Uzeyirli, Küçükalioğluları ve dağ koyaklarını tutan, öç almaya susamış, Belen’in şehit yakınları tarafından aralıksız çete baskınlarıyla toplam 60 bin nefer zayiat vermişler.
Dünya tarihinde ilk defa Belen’in yerleşim birimi olarak ortaya çıkması Kanuni Sultan Süleyman devrinde olmuştur. Bu dönemden önce şu anki Belen’in bulunduğu coğrafyada bir yerleşim birimi olduğu kaynaklarda mevcut değildir. Kanuni Sultan Süleyman devrinden önce ki kaynaklarda, Belen’den çok şu an Belen’e bağlı ve Belen’e uzaklığı yaklaşık 23 km ve güney batısında bulunan Bakras ve şu an harabe bir şekilde olan Bakras kalesinden söz edilmektedir. Bakras mevkii ve Bakras kalesi eski dönemlerde çevresindeki bölgelerin korunması açısından önem arz ettiği için tarihte bir çok medeniyet bu kaleye sahip olmuştur ve Bakras kalesi tarihte bir çok medeniyete hizmet vermiştir.
Kanuni Sultan Süleyman devrinden önce bir yerleşim biriminden ziyade geçit niteliğinde bir bölge olan Belen’in ve Bakras’ın eski tarihi hakkında bilgiler vilayet salnamelerinde mevcuttur. Vilayet salnamelerinde geçen bilgilerde bu bölgenin Arap tarihinde mühim rol oynadığı ve Bakras mevkiinin Emeviler döneminde gayet bayındır bir bölge ve stratejik önemi olduğu geçmektedir.
Belen, yerleşim birimi olarak kurulumundan evvel geçit bölgesi olduğu için Hac yolu olarak kullanıldığı kaynaklarda açıklanmaktadır. Ayrıca Belen geçidi Osmanlı Devleti zamanında Surre Alaylarının geçtiği güzergah üzerindedir. İstanbul Kartal’dan hareket eden Surre alayı Adana – Misis, Kurtkulağı Payas, Belen, Antakya üzerinden Halep vilayetine geçmekteydi. Adana ile Antakya arasında yol boyunca Surre Alayının güvenliğinden de Payas sancak beyi sorumluydu.
Tarihi süreç içerisinde birçok olaya tanıklık eden Belen’in bir yerleşim birimi olarak kurulmasını düşünen ve proje eden Yavuz Sultan Selim’dir. Yavuz Sultan Selim Çaldıran savaşına giderken bu bölgeden geçmiş, bir kumandan gözüyle bölgeyi incelemiş ve stratejik önemi nedeniyle bu bölgeye bir derbent (dar geçit) oluşturulması emrini vermiştir.
Belen’in ilk kuruluşu derbent şeklinde olup Kanuni Sultan Süleyman devrinde gerçekleşmiştir. Kanuni Sultan Süleyman buradan geçerken Belen’e birer cami, han hamam ve kervansaray yapılmasını emretmiş ve buraya ailelerin yerleştirilerek bölgenin derbent şeklinde teşekkülünü emretmiştir. Bir süre sonra da Belen mevkiine 250 derbentçi yerleştirilerek Belen derbent şeklinde kurulmuş ismine de Derbend-i Cebei-i Bakras maa İskenderun denilmiştir.
Bir kaç sene sonra da etraftan Belen’e 65 aile daha yerleştirilmiştir. İsmine de Ayne’t-tell mezrua’sı (Tepecik Tımarı) denilmiştir. Belen’de o devirde yapılan sosyal tesisler (bunlar Kanuni Sultan Süleyman zamanında bir cami, han, hamam ve imaretten oluşmaktadır) ve halkının vergilerden muaf tutulması, önemli bir geçit ve derbent yeri olan bu mahallin hemen yakınında eski bir yerleşim merkezi durumundaki Bakras’a rağmen kısa zamanda gelişim sağlamıştır.
Belen’den eserinde bahseden Evliya Çelebi’de o devirlerdeki Belen köyünün durumundan söz etmektedir. Belen’in Halep eyaletine bağlı bir voyvodalık olduğunu ve yüz elli akçalık bir kaza olduğunu yedi yüz adet ev bulunduğunu ve bu evlerin birbiri üzerine havaleli bir bayır üzerinde kurulduğunu kaydetmektedir.
Belen’in köy kimliğinden kurtulup kasaba haline gelmesi ise 1183 hicri tarihinde gerçekleşmiştir. Osmanlı Padişahlarından III. Mustafa Han (1757 – 1774) zamanında Adana mutasarrıfı (eskiden bir sancağın en büyük yönetim görevlisi) olan Abdurrahman Paşa’nın yardımıyla Belen’e 400 aile daha yerleştirilerek Ayne’t-tel mezruası olan Belen’in ismi resmi emirle Beylan şeklinde değiştirilmiştir
Belen bu tarihlerden sonra zaman içerisinde yapılan çalışmalar neticesinde gelişmesine devam etmiştir. Belen Osmanlı devlet teşkilatının idari düzenlemeleri gereğince 1865 tarihinde Halep Vilayetinin Payas sancağına bağlı bir konuma getirilmiştir. Bu tarihten önce Adana Vilayetine bağlı durumdadır. Halep Vilayetinin valiliğine ise 1867 tarihinden itibaren Ahmet Cevdet Paşa atanmıştır. Belen’in gelişmesini bulunduğu stratejik konuma borçludur. Ayrıca Osmanlı devleti zamanında yapılan sosyal tesisler gelişmesindeki diğer bir etkendir. Belen’in gelişmesinde diğer bir faktör Belen’in tam ortasından geçen yoldur.
Halep vilayetinin Payas sancağına bağlı ikinci dereceden merkez kaza konumunda olan Belen’in XIX. Yüzyılda Ahmet Cevdet Paşa’nın verdiği bilgiler ışığında: İskenderun’la birlikte Belen’de 1729 hane Müslüman, 312 hanesi de Hıristiyan olmak üzere toplam 2041 hanelik nüfus mevcuttu.
Belen’in tarihi seyri içerisindeki gelişmesine engel teşkil eden hadiseler de olmuştur. Belen’de 1238 ve 1288 hicri yıllarında olmak üzere iki defa deprem felaketine maruz kalmıştır. Kendi kendini toparlaması kaynakların ifadesi ile 20 – 30 seneyi bulmuştur. Belen’in kendini toparlayıp eski günlerine kavuşmasında Sultan II. Abdülhamid’in katkıları çok büyüktür. Belen’in tarihi süreç içerisinde gelişmesinde ki II. Abdülhamid Han’in payı kendi cebinden yaptığı eğitim ve ticarete dönük yatırımlardır. Belen’i günümüzde ortadan kesen E 91 karayolunun temelleri de o dönemde Sultan II. Abdülhamid Han’ın çalışmaları sayesinde atılmıştır.
Halep Vilayeti salnamelerine göre 1904 tarihi itibariyle Beylan’a bağlı beş mahalleden ve elli köy isminden bahsetmektedir:
1-Bakras
2-Şenbek
3-Kilise
4-Muhlisali
5-Hamar
NÜFUS
İlçemizin,

1997yılında yapılan genel nüfus tespit çalışmaları neticesinde resmi sonuçlara göre ilçemizin merkez nüfusu 9.989,  köyler nüfusu ise 6.121 olmak üzere toplam nüfusu 26.110 olarak belirlenmiştir.

22 Ekim 2000 tarihinde yapılan genel nüfus sayımında ise merkez nüfusu 18.554, köyler nüfusu ise 9.785 olmak üzere toplam nüfus 28.339 olmuştur.
2007yılında başlatılan adrese dayalı nüfus kayıt sistemi (adnks) çalışmaları sonucunda ise 2012 yılı haziran ayı sonu; ilçemiz merkez nüfusu 22.588, köyler nüfusu 6.961 ,
2014 yılı sonu  15.322 Erkek, 15.255 Kadın olmak üzere toplam  30.577,
2015 yılı sonu  15.461 Erkek, 15.381 Kadın olmak üzere toplam  30.842,
31 ARALIK 2016 tarihli adrese dayalı nüfus kayıt sistemi (adnks) sonuçlarına göre; İl, ilçe, belediye, köy ve mahallelere göre nüfuslar belirlenirken, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü (NVİGM) tarafından, ilgili mevzuat ve idari kayıtlar uyarınca Ulusal Adres Veri Tabanı (UAVT)’nda yerleşim yerlerine yönelik olarak yapılan; idari bağlılık, tüzel kişilik ve isim değişiklikleri dikkate alınmıştır. olarak belirlenmiştir.
2017 Yılı Sonu İtibariyle İlçe Nüfusumuz
Sıra MAHALLE ADI ERKEK KADIN TOPLAM
1 ATİK 174 153 327
2 BAKRAS 1.370 1.461 2.831
3 BENLİDERE 225 192 417
4 CUMHURİYET 1.625 1.629 3.254
5 ÇAKALLI 121 97 218
6 ÇERÇİKAYA 193 198 391
7 DEREBAHÇE 1.097 1.062 2.159
8 FATİH 1.834 1.727 3.561
9 HALİLBEY 1.776 1.797 3.573
10 İSSUME 1.646 1.713 3.359
11 KARAPELİT 486 438 924
12 KICI 444 395 839
13 KÖMÜRÇUKURU 406 406 812
14 MUHLİSALİ 513 510 1.023
15 MÜFTÜLER 132 133 265
16 ÖTENÇAY 903 885 1.788
17 SARIMAZI 2.917 2.963 5.880
18 SOĞUKOLUK 153 148 301
19 ŞENBÜK 219 195 414
TOPLAM 16.234 16.102 32.336
                                                                İlçemizin 1997, 2000 Ve 2011 Yılları Merkez Ve Köyler Nüfusu     
Merkez ve Köyün Adı
1997 Genel Nüfusu
2000 Genel Nüfusu
2011 yılı Tiük
Adnks Nüfusu
01- Belen-Merkez
19.989
18.554
22.588
02- Atik
445
03- Benlideresi
321
488
373
04- Çakallı
182
214
242
05- Çerçikayası
354
364
397
06- Güzelyayla
372
360
341
07- Karapelit
700
4.079
861
08- Kıcı
761
816
898
09- Kömürçukuru
783
798
842
10- Müftüler
243
331
326
11- Ötençay
2.008
1.966
1.813
12- Şenbük
397
369
423

 

COĞRAFİ YAPI

Belen coğrafyası; Hatay İline bağlı bir ilçe merkezi olan Belen , Amanos Dağları’nın tek geçit verdiği tepe arasında, 640 m yükseklikte geçidin denize bakan ağzında kurulmuş bir yerleşim birimidir.

Anadolu ve Avrupa’yı  Ortadoğu ve Mısır’a bağlayan ve Gülek Boğazı ile birlikte iki önemli geçitten biri olan Belen , aynı zamanda Doğu Akdeniz ile Suriye arasında irtibatı sağlayan stratejik konumu nedeni ile tarih boyunca önemini hep korumuştur.

Belen bir taraftan Doğu Akdeniz ( İskenderun Körfezi ) diğer taraftan Amik Ovası arasında , sahilden hemen içeride sarp bir duvar gibi denize paralel  yükselmektedir

Güney Anadolu ile Kuzey Suriye arasında ulaşım bakımından ciddi bir engel teşkil eden Amanos  Dağları’nın ekseni Belen’de ortalama 700 m’ye kadar  alçaldığı için, Anadolu’yu katederek  Gülek Boğazı’ndan Çukurova’ya inen ve sonra deniz kıyısını izleyerek İskenderun’a kadar gelen yolun, yüksek dağları aşıp Suriye , Mezopotamya ve Hicaz istikametine doğru ilerlemesi mümkün olmaktadır.

Araç yoluna elverişli tek geçidi oluşturan  Belen, bu nedenle tarih boyunca Büyük İskender’den Sultan  1.Selim ve Mısır Valisi Kavala’lı İbrahim Paşa komutasındaki orduların,ticaret kervanlarının, Hıristiyan ve  Müslüman  Hacıların, seyyahların ve ulakların geçtiği son derece doğal ve tarihi bir yoldur. Geçit ve yerleşim yeri dün olduğu gibi bugünde uluslar arası bir yol üzerinde geçit yeri olmakla hala eski önemini korumaktır.

Bu özelliğinin ötesinde Belen, denizden 15 km  sonra 740 m ulaşan orman ve bitki  örtüsüyle kaplı dağ ve tepeleriyle de tanınmıştır. Üst üste inşa edilen beyaz badanalı yayla evleriyle kabaca Akdeniz mimarisini yansıtan Belen ve çevresi , bir zamanlar Halep, Ceyhan Antakya ve Kırıkhan’ın yaylası olarak da ün yapmış olup hala öyledir. Bu nedenle kış aylarında 20.000 olan nüfusu yaz aylarında 60.000’in üzerine çıkmaktadır. Doğu Akdeniz’i Kuzey Suriye’ye bağlayan Amanos  Dağları üzerindeki Belen, bu özellikleri ile Antik çağlardan günümüze kadar, her dönemde önemini koruyan bir mevki olmuştur.

 

EKONOMİ

İlçe merkezi, komşu ilçe olan iskenderun’a 15 kilometre mesafede olması nedeni ile sanayi kuruluşu yönünden gelişememiştir. Şu anda ilçemiz sınırlarında faaliyet gösteren Asaş Filtre, Hateks İplik, Hastüp, Taşçıoğlu Bulgur ve Mıstıkoğlu Çırçır fabrikaları bulunmaktadır.
Topboğazı mevkiinde 1995 yılında kuruluşu yapılan Antakya Organize Sanayi bölgesi için 1500 dönüm alan kamulaştırılmış olup, 90 parsel olarak planlanan tesis, daha sonra parsellerin birleştirilmek sureti ile revize edilmesi sonucu 63 parsele dönüştürülmüştür. Parsellerin tamamının tahsisi yapılmıştır. Halihazırda 50 işyeri faaliyetine sürdürmekte olup, ayrıca tesisi tamamlanan ancak çalışmayan 3 tesis bulunmaktadır. Tesislerde şu ana kadar 1.215 kişiye iş istihdamı sağlanmış, ancak yaz aylarında bu sayı 1.500 kişiye kadar artmaktadır. İlçe halkının çoğunluğu İskenderun sanayi kesiminde çalışarak yaşamını sürdürmektedir. Köy halkı ise geçimini bahçecilik ve hayvancılık yaparak sağlamaktadır.
Bölgenin sıcak olması nedeni ile yaz aylarında komşu il ve ilçelerden gelen halkın sezonluk yaylacı olarak kalmaları, uluslar arası E-91 karayolunun ilçemiz içinden geçmesi nedeni ile gerek çarşı merkezinde, gerekse yol güzergahında bulunan küçük esnafların başlıca geçim kaynaklarını oluşturmaktadır.
İlçemizin Köy ve Merkez nüfusu ile çiftçilik yapan aile sayısı ve arazi dağılım tabloları aşağıya çıkartılmıştır.
BAĞLI KÖY ADI
ÇİFTÇİ AİLESİ
AİLEDE FERT SAYISI
ORTALAMASI
  1- Belen Merkez
  2- Benlideresi
  3- Çakallı
  4- Çerçikaya
  5- Karapelit
  6- Kömürçukuru
  7- Kıcı
  8- Ötençay
  9- Şenbük
  10- Güzelyayla
  11- Müftüler
175
68
40
70
30
110
111
340
60
12
23
5
3
                          5
5
6
5
8
4
5
(Yaz ayl.Nüfus Ort. Yüksek)
(   “          “                     “            )
            T O P L A M                 1.039 
                      İLÇEMİZİN ARAZİ DAĞILIM TABLOSU
                       TARIMA ELVERİŞLİ ARAZİ           :           43.111 DEKAR
                DAĞLIK-TAŞLIK ARAZİ                 :           18.350      “
                            ORMAN ARAZİSİ                               :         122.539     “
                               T O P L A M                            :      184.000      “
                    İLÇEMİZİN TARIMA ELVERİŞLİ ARAZİ DAĞILIM TABLOSU
                            TARLA ARAZİSİ (SEBZE DAHİL)     : 20.493 DEKAR
                      BAĞ ARAZİSİ                                       :      650     “
                            ZEYTİNLİK ARAZİ                        : 15.052     “
                            MEYVE BAHÇESİ                           :   6.916     “
                                       T O P L A M                          :  43.111    “
Yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi ilçemizin, il düzeyinde en az arazi varlığına sahip olduğu gibi, geniş işletme sayısı da çok azdır. Genellikle araziler küçük, çok parçalı aile işletmeciliği şeklindedir. Çiftçilikle iştigal eden aileler, aile tüketimine yönelik üretim yapmakta, ihtiyaç fazlasını pazara sunmaktadır. Bunun yanında çok iyi meyvecilik bölgesi olan köylerimizde pazarlamaya yönelik meyvecilik ziraati giderek yaygınlaşmaktadır.
İlçemizin sulanabilir arazi varlığı 20.493 dekar olup, bunun 1.430 dekarı köy hizmetleri kanalı ile sulanmakta, geri kalan sulanabilir arazide yer üstü kanallarından ve kuyu suyundan yararlanmak suretiyle çiftçi imkanları ile sulanmaktadır.
TARLA ARAZİLERİNİN ÜRÜN EKİLİŞ BAZINDA DAĞILIM TABLOSU
                                     2017 YILI (DEKAR)
PAMUK
3.547
BUĞDAY
11.677
ARPA
270
NOHUT
300
MISIR
1.520
MISIR (II.ÜRÜN)
287
YEŞİL MERCİMEK
200
KURU SOĞAN
400
SEBZE
2.292
NADAS ALANI
KARIŞIK MEYVE FİDANLIĞI
157
TOPLAM
20.493
2010-2011 DÖNEMİ EKİLİŞ VE ÜRETİM MİKTARLARI
ÜRÜNÜN CİNSİ
EKİLİŞ ALANI (DEKAR)
VERİM
(KĞ.DEKAR)
ÜRETİM MİKTARI  (TON)
BUĞDAY
11.677
600
6.975
ARPA
270
275
75
YEŞİL MERCİMEK
200
150
30
KURU SOĞAN
400
2.500
1.000
NOHUT
300
125
37
PAMUK
3.547
550
1.925
MISIR
1.520
1.250
1.900
MISIR (II.ÜRÜN)
287
247
SEBZE
2.352
TOPLAM
20.544
İLÇEMİZ AÇISINDAN ÖNEMLİ OLAN
MEYVECİLİĞİN DAĞILIM TABLOSU
TÜRÜ
TOPLU TESİS
(DEKAR)
AĞAÇ SAYISI
TOPLAM ALAN
(DEKAR)
ARMUT
13
6.908
263
ELMA
216
36.062
1.422
AYVA
315
12
TRABZON HURMASI
679
52.135
1.269
YENİDÜNYA
13
2.949
130
ERİK
46
20.028
660
KAYISI
298
11.865
826
KİRAZ
249
11.562
601
ŞEFTALİ
16
3.174
92
DUT
1.450
75
İNCİR
15
4.410
169
NAR
10
13.495
339
BADEM
38
3.692
168
CEVİZ
120
7.892
816
ÜZÜM (BAĞ)
700
70.075
650
ZEYTİN
15.056
334.000
15.052
BODUR ELMA
74
12.800
74
TOPLAM
17.570
592.812
22.618
Yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi ilçemizde önemli miktarda zeytin ve meyvecilik yapılmaktadır. Gerek iklim şartları gerekse üstün vasıflı çeşitlerin yetiştirilmesi teknik bakımın ve zirai mücadelenin zamanında yapılması neticesinde çok kaliteli meyve üretimi gerçekleştirilmektedir.
İlçemiz merkezinden geçen E-91 karayolundan yapılan hayvan nakillerinde gerekli belge kontrolleri yapılmakta, belgesiz geçişlerde kanuni işlem yapılmaktadır. Ayrıca ilçemizde yapılan hayvan yetiştiriciliği çalışmalarında, damızlık küçükbaş hayvan seçimi ve diğer damızlıkların ayrılması konusunda seleksiyon çalışmalarına yardımcı olunmakta, damızlığa elverişli olmayan hayvanların kastrasyonu (enenmesi) için gerekli çalışmalar devam etmektedir.
                              İLÇEMİZDEKİ HAYVAN VARLIĞI TABLOSU
                                   HAYVANIN CİNSİ                          ADEDİ   
                                      KOYUN                                          4.970
                                      KEÇİ                                               6.800
                                      SIĞIR                                              1.300
                                      KANATLI                                      54.166
                                      AT                                                         11
                                      EŞEK                                                    21
                                      KATIR                                                    7
                                      FENNİ KOVAN                                 992
                                      KARA KOVAN                                     4
İlçemizde Topboğazı Sulama Göletinden, üyelerine sulama hizmeti veren ve 35 üyesi bulunan Çakallı Sulama Kooperatifi ile 30.04.2014 tarihinde kuruluşuna tamamlayan, Kıcı, Çakallı, Şenbük Tarımsal Kalkınma Kooperatifi olmak üzere iki kooperatif bulunmaktadır.
İlçemiz Ziraat Odasının 12.03.2003 tarihinde kuruluşu tamamlanmış ve 14.04.2003 tarihinde faaliyetine başlamıştır. 2016 yılı sonu itibariyle Ziraat Odasına kayıtlı çiftçi sayısı 1.690’dur. 2017 yılı ilk altı aylık döneminde 6 kişiye çiftçi belgesi verilmiştir. Ayrıca desteklemeler için 231 adet çiftçi belgesi düzenlenmiştir.